Kürtler, Türkler Kadar Eşit Olabilecek Mi?

Gazeteci - Faraç ÇOBANOĞLU

CHP lideri Özel, Erikli Baba Cemevi’nde aşure dağıtırken öyle bir cümle sarf etti ki ucu-bucağı nereye kadar gider, belli değil. Kamuoyunun gündemine oturan ana muhalefet lideri tam olarak ne dedi, ona bakalım:

“Kürtlerle Türkler eşittir. Kürtler ‘eşit hissetmiyorum’ diyorsa o hissedene kadar eşit anayasal yurttaşlık için, Aleviler ‘eşit hissetmiyorum’ diyorsa senin demenle eşit olmayacak. ‘Ben eşitim, ayrımcılığa tabii tutulmuyorum, ötekileştirilmiyorum, şeytanlaştırılmıyorum, birileri kayrılırken ben bir kenarda dezavantajlı bir grup olarak devletin kontrolüne sanki himaye edilirmiş gibi tecrit edilmiyorum, ben eşitim’ dedikleri güne kadar Alevilerin eşitliği için hep birlikte mücadele edeceğiz.”

Evet, ana muhalefet partisi ve CHP lideri Özgür Özel’in sözleri böyle. Şimdi bu sözlerini kendi açımızla tartışmaya çalışalım.

Bir defa Sayın Özel, Kürtleri ve Alevileri benzer iki grup şeklinde değerlendirmiş, bu ilk yanlış. Kürtler bir halk, Aleviler ise dini bir topluluk. Bu noktadan her iki toplum çok farklı.

İkinci yanlış Sayın Özel’in ‘eşitlik’ anlayışından kaynaklanmaktadır. Dini ve inanç açısından Alevilerin, ancak Sünnilerle eşitliğinden söz edilebilir. Kürtler bir inanç topluluğu olmadığı için Alevilerle benzerlik kurmaya çalışmak sosyal bilimler açısından çok yanlış bir yaklaşım olur. Çünkü sosyal bilimler, metodolojik olarak Kürtleri bir inanç toplumu olarak, Alevileri de ayrı bir dili ve kültürü olan bir toplum olarak görmez ki, doğrusu da budur.

Sayın Özel, diyor ki ‘Kendilerini eşit hissedene kadar….”. Bu yaklaşım sınırı belli olmayan bir noktaya gitmektedir. Soyut olan his kavramı ile eşitlikten bahsetmek, gerçekleşmeyecek bir şey olur. Hisler açısından ne insanlar, ne halklar ne de toplumlar hiçbir zaman eşit olamazlar: eşit örtüşemezler.

Sayın Özel bir de ekliyor; “…. -e kadar mücadele edeceğiz”. Bu da yanlış bir yaklaşım. Eğer, adını zikrettiği insan toplulukları hissen kendini eşit görmezlerse o zaman bu mücadele sittin sene devam edecek ve CHP’nin de bu konuda mücadelesi devam edecektir. Bu noktada kelime oyunu yaparsak, diyebiliriz ki CHP hep iktidara karşı mücadele edecek ve bu da gösteriyor ki hep muhalefet partisi olarak var olacaktır.

Nasıl Eşitlik Sağlanacaktır?

Kürtlere sorarsanız, diyecekler ki “Biz de bir gün Türkler gibi devlet sahibi olursak ancak eşit oluruz” ve Alevilere sorarsanız onlar da “ Biz de Sünniler gibi devlet bütçesinden eşit pay alabilirsek ve cemevimiz caminin sahip olduğu hakları sahip olursa ancak eşitiz, diyebiliriz” diyeceklerdir.

O zaman sayın Özel’in yaklaşımından Kürtler için sıkıntı çıkarken Aleviler içinse sorun ortaya çıkmaz. Bugün insan hakları alanında azıcık bilgisi ve bilinci olan birisine sorarsanız “ Sünnilerin sahip olduğu haklara Aleviler de sahip olsun” diyebilecektir. Ama Kürtler konusunda aynı kolaylık görülemez. Örneğin Kürtler için ‘Devlet Kurma’ hakkını kaç kişi bu ülkede savunabilecek? Bunu ağza almak demek bölücülükle değerlendirmek demek değil midir?

Bugün hangi kürde sorarsanız sorun, azıcık bilinci olandan söz ediyorum, Kürt devleti cevabını alırsınız. Peki bu hak nasıl alınacak, nasıl kullanılacak metot konusunda çok net olunmayabilir. Ama bu hakka sahip olmak istediğini beyan eder.

Şimdi Özgür Bey’in tam da bu noktada “eşit hissedene kadar “ sözüne vurgu yaparsak önce şu soruyu sormamız gerekiyor:

Peki sayın Özel, Kürtlerin devlet kurma hakkını savunuyor mu, savunabiliyor mu veya bu konudaki düşüncesini dile getirebiliyor mu? İşte işin can alıcı noktası da budur.

Elbette Sayın Özel’in ortaya attığı politik bir yaklaşımdır. Türkiye’de Kürtler ve Aleviler kendilerine özgü haklara sahip olma ve bu hakları talepte bulunurken maruz kaldıkları devletin geleneksel yaklaşımı ve uygulamasıdır. Her iki toplum hak talebinde bulunurken devletten ‘orantısız şiddet’ görmüşlerdir. Belki bu noktada Sayın Özel haklı olabilir ancak devletin geleneksel politik yaklaşımın savunucusu ve uygulayıcısı hep CHP olmuştur. Açık ve net cümlelerle her iki toplumdan özür dilenmesi gerekirse, CHP adına Özgür Özel dileyebilir. Eşitsizliğin bugün baş sorumlusunu sadece AK Parti ve Sayın Erdoğan’ı gören CHP hem tarihsel haksızlık yapmış olur hem tarihsel gerçekleri sadece bugüne özgüymüş gibi sığ bir değerlendirme yapmış olur. Buna da ucuz politika derler.