2024 yılı itibarıyla bir seçimi daha geride bıraktık. Gerek seçim öncesi gerekse seçim günü hatta seçim sonrası süreçte genel olarak seçim selametini riske atacak her hangi bir olay yaşanmadı.
Bu seçime bakıldığı zaman özellikle propaganda döneminde her siyasi partiye mensup adayın rahat bir seçim süreci geçirdiğini söyleyebiliriz. Gerek ülkemizin batı kesiminde gerekse doğusunda hatta güney, kuzey ve milliyetçiliğin baskın olduğu iç kesiminde her hangi bir sıkıntı yaşanmadı. Geçmiş ile kıyaslandığında gerek AK Parti adayları gerekse diğer partilere mensup adaylar doğu ve güneydoğuda her hangi ciddi bir tabiri caizse taciz yaşamadı. Kısacası adaylar siyasi çalışmalar kapsamında hemen her yere gidebildiler ve seçmeni kendilerini anlatma imkanına sahip oldular. Moda deyimle, istedikleri kadar seçmene dokunabildiler. Bunun önünde herhangi bir engel gözükmedi. Bu demokrasimizin vardığı düzey ve siyasal olgunluk açısından olumlu olarak değerlendirilmeli, diye düşünüyoruz.
Şöyle geniş bir perspektifle bakıldığında, seçim günü, oy kullanım sırasında da her hangi bir sıkıntının yaşanmadığını söylemek mümkün. Özellikle ülkemizin doğu bölgelerinde baskı veya yönlendirme gibi hemen her seçim şu veya bu şekilde duyduğumuz olgulara rastlanmadığını demek mümkün. Ülke genelinde muhtar seçimleri ile ilgili olarak ufak tefek bazı lokal olaylar dışında her hangi bir gerilim yaşanmadı.
Sonuçların Böyle Olacağı Tahmin EdilmediPeki bu koşullarda yapılan yerel yönetimler seçimini hangi parti kaç büyükşehir kaç il belediyesi kazandı, ona bakalım:Önce Türkiye sonuçlarına bakalım.CHP:yüzde 37.77 AK Parti: Yüzde 35.49, YRP:6.19, DEM: Yüzde 5.70, MHP:4.99, İYİ Parti: Yüzde 3.77, SAADET: Yüzde 1.09 şeklinde oy oranlarına ulaştı siyasi partiler.Büyükşehir Belediyelerinden AK Parti: 12, CHP: 14, DEM: 3, MHP: 0, İYİ Parti: 0, YRP: 1 ve İl belediyelerinden AK Parti: 12, CHP: 21, DEM: 7, MHP: 8, İYİ Parti: 1, YRP: 1 partiler bu şekilde yerel yönetim kazandı.Sonuçlara bakıldığı zaman ana muhalefet partisi olan CHP’nin birinci parti olduğu görülmektedir. Sonuçların hem AK Parti hem Cumhur İttifakı açısından istenilen düzeyde olmadı anlaşılmaktadır ki, bu manzarayı tahmin eden olmadı seçim öncesi. İYİ Parti ise çöktü adeta.
Sonuçları değerlendirmeye devam edecek olursak;Netice itibarıyla CHP için 78 yıl sonra bu sonucun önemli bir çıkış olduğunu söyleyebiliriz. Fakat seçim öncesi, daha çok iç sorunları ile mücadele eden, seçmeni ikna etmek için her hangi bir planlı-programlı çalışma-aday tanıtımları dışında- yapmadı, hatta ciddi manada bir miting bile yapmadı. Buna rağmen bu siyasal ivme CHP lehine ortaya çıktı. Öyle iddia edildiği gibi, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere daha önce kazandıkları belediyelerde ‘Yok halk fırınları açmış, yok ucuz aşevleri kurulmuş, çocuk kreşleri açılmış bu anlamda sosyal belediyecilik yapılmış da halk bundan dolayı bu seçimde CHP’ye dönmüş’ gibi yüzeysel tezlerle sonucun CHP lehine olduğu yaklaşımına katılmıyorum. Elbette bu yapılanlar önemli ve sosyal belediyecilik kapsamında değerlendirilir, ama halk daha doğrusu seçmen bununla CHP’ye yüzünü çevirdi, düşüncesinde değilim şahsen.
Burada AK Parti’nin özellikle son iki dönem boyunca ortaya koyduğu iktidar anlayışı sonucu oluşan yanlışlar ve yetmezliklere bakmakta fayda görüyorum.Ulusal ölçekte ve yerel boyutta yanlışlar ve yetmezlikler birbirlerini tamamladı ve buna bağlı olarak aşınma-yıpranma meydana geldi.
Gözlemlediğimiz kadarıyla iktidarın yüksek enflasyona köklü çözüm bulamaması, emekli maaşını yükseltememesi, Filistin yaklaşımı ve bununla bağlantılı olarak İsrail’e her hangi bir yaptırım yapmama dolayısıyla gösterilen tepkilerin inandırıcı olmaması, Göçmen politikasının getirmiş olduğu bir külfet, çiftçi sorunlarına el atmaktan uzak olması iktidarın genel anlamda ulusal ölçekte yıpranmasına yol açtı diyebiliriz.Bölgesel boyutta da iktidar oluşan sorunlara çözüm gücü olmaktan uzak bir tavır sergiledi son yıllarda. Şehirlerde altyapı çalışmalarında yeterince hızlı olunmaması, çözümlerin zamana yayılması, doğu ve güneydoğuda çiftçinin huzurunu kaçıran elektrik sorununun halledilmemesi, il ve ilçe teşkilatlarının halkla bütünleşememesi buna bağlı olarak halkın yerel teşkilat yöneticilerine ulaşamaması veya ulaşabilmede zorluk yaşaması ve yanlış aday seçimi iktidarın lokal boyutta inandırıcı olma özelliğinden uzaklaşmasını getirdi ki bu durum, somut olarak seçmeni başka partilere yöneltti. Bütün bunlardan dolayı adayların doğru argümanlarla seçmene dokunmakta yüzünün olmaması sonucunu getirdi.
İşte bu gibi yanlışlar seçmenin AK Partiyi daha doğrusu iktidarı bırakmasını veya sandığa gitmemesini doğurdu. Hatta seçmen bir anlamda başta CHP olmak üzere diğer partilere kaydı. Bu durum somut olarak iç bölgelerde görüldü.Seçim sonrasında ise başarı elde eden partiler seçmenleriyle makul düzeyde kutlamalar yaptı. Kutlamalardan herhangi bir aşırılığın yaşanıp soruna dönüşmesi söz konusu olmadı. Kutlamalardan sonra prosedür uyarınca seçilenler peyder pey mazbatalarını alacak ve görevlerine başlayacaklar.
Bundan sonra muhalefet erken seçimi gündeme getirebilir ki, bu olursa enerjisini boşa harcayacak gibi olur. Dönem boyunca muhalefetin halka hizmet etmesi siyaseten daha akıllıca olur ve memleketin hayrına olur. İktidar ise kalan zamanında çözemediği sorunları çözebilme şansına sahiptir hala; o da bu dirayeti ortaya koyarsa toparlanabilir, aksi durumda kaybı derinleşir!Saygıyla…
RSS
Twitter
Facebook
Youtube
Google+
Instagram
FUTBOLUMUZDA ETNO-SPORTİF ŞİDDET...
YANLIŞ BİLDİKLERİMİZ...
KAYBOLAN KIZ EFSANESİ…
ÖYLE ÇEK GİT...
KORKAK VE KÖR HÜKÜMET PROGRAMI...
SOKAKTAN MUTFAĞA: TAVUK KOKOREÇ...
AKP-MHP, SPOR YASASI İLE 3 BÜYÜK TAKIMIN KATARLILARA SATILMASININ ÖNÜNÜ AÇTI…
DİYARBEKİR GİBİ...
ÇİKOLATANIN KALP VE DAMAR HASTALIKLARI ÜZERİNE ETKİSİ…
RAKAMLAR HER ALANDA GERİLEDİĞİMİZİ GÖSTERİYOR…
KİME ÇALIŞAN GAZETECİLER?