Reklam Alanı
  • Anasayfa
  • Tüm Haberler
  • Yazarlar
  • Haber Kategori
    • Gündem
    • Politika
    • Ekonomi
    • Bölgeden
    • Dünya
    • Sağlık
    • Teknoloji
    • Röportaj
    • Kültür&Sanat
    • Spor
    • Son dakika
  • Radyo
  • Video
  • AKP'Lİ YETKİLİ: BU SEÇİM BİZİM AÇIMIZDAN SON SEÇİM OLABİLİR - 25.12.2022 Pazar
  • YEREL GAZETE MANŞETTEN VERDİ: VAN GÖLÜ CANAVARI DÖNDÜ - 25.12.2022 Pazar
  • ASLAN, FENERBAHÇE'Yİ ZİRVEDEN İNDİRDİ! - 25.12.2022 Pazar
  • BAKAN BİLGİN: OCAK AYINA VARMADAN EYT'Yİ MASADAN KALDIRIRIZ - 25.12.2022 Pazar
  • KAYA: HABUR KAPISI İHTİYACA CEVAP VERMİYOR - 25.12.2022 Pazar
  • 18 YAŞ ALTI 240 BİNE YAKIN ÖĞRENCİ ÖRGÜN EĞİTİM DIŞINDA KALDI - 11.12.2022 Pazar
  • AK PARTİ SEÇİMİ 16 NİSAN'DA YAPMAYI PLANLIYOR - 11.12.2022 Pazar
  • KADINLARDAN İKTİDARA ÇAĞRI: SİZ İŞSİZLİĞE, YOKSULLUĞA ÇÖZÜM BULUN - 27.11.2022 Pazar
  • KILIÇDAROĞLU: SAKIN SANDIĞA GİTMİYORUM DEMEYİN - 27.11.2022 Pazar
  • SANATÇI GÜZİN ÇORAĞAN HAYATINI KAYBETTİ - 27.11.2022 Pazar
  • SAHAYA GİREN TARAFTAR, ALTAY KALECİSİNE KORNER DİREĞİYLE SALDIRDI - 27.11.2022 Pazar
  • ERDOĞAN: SURİYE İLE İŞ YOLUNA GİRER - 27.11.2022 Pazar
  • OKTAY’DAN, DAVUTOĞLU’NA SERT ‘UYUŞTURUCU’ TEPKİSİ - 18.11.2022 Cuma
  • ASGARİ ÜCRETİN, 8.250 TL OLABİLECEĞİ ÖNGÖRÜLÜYOR - 18.11.2022 Cuma
  • PLANLARI BAŞKA GÜN PATLATMAKMIŞ - 18.11.2022 Cuma
  • 3000'Lİ YILLARDA İNSANLAR BÖYLE GÖRÜNECEK! - 04.11.2022 Cuma
  • BİR MADENCİ DAHA VEFAT ETTİ - 04.11.2022 Cuma
  • '200 BİN SURİYELİ, AFGAN, IRAK, İRAN VE LİBYALI SEÇMEN VAR’ - 04.11.2022 Cuma
  • AK PARTİLİ METİNER VE TAYYAR'DAN 'HDP ZİYARETİ' YORUMU - 04.11.2022 Cuma
  • ÇOCUK İSTİSMARINDAN TUTUKLANMIŞTI - 04.11.2022 Cuma
  • YEŞİL LİSTE 16-0 KAZANDI - 02.10.2022 Pazar
  • KADINLAR SOKAKTA - 02.10.2022 Pazar
  • SPK'DEN 10 KİŞİ İÇİN SUÇ DUYURUSU - 02.10.2022 Pazar
  • ALTILI MASA LİDERLERİ: YARININ TÜRKİYESİ İÇİN KARARLYIYIZ - 02.10.2022 Pazar
  • KYK BORÇLARI SOSYAL MEDYANIN GÜNDEMİNDE - 10.07.2022 Pazar

YEŞİLÇAMIN EFSANE ADAMLARI: CÜNEYT ARKIN VE YILMAZ GÜNEY...

Yazar - Rıfat MERTOĞLU

Yeşilçamın siyah beyaz dönemlerini anımsıyorum, sıkıcı, monoton geçen hayatımız sinema salonlarında ‘artistlerin’ sıcak gülüşleriyle bambaşka anlamlar kazanıyordu.

Çocukluğumun kentinde henüz televizyonun olmadığı dönemlerde sinemadan başka eğlencemiz yoktu. Günah sayılmasına rağmen biriktirdiğimiz harçlıklarla gizlice, soluğu köhne sinema salonlarında alırdık. Film üst üste çalan üç gong! sesinden sonra başlardı. Tam karşımızda duran beyaz duvarın içinden dörtnala atlılar gelirdi. Nal sesleriyle birlikte atlar kişnerdi, bizi ezmesinler diye iki büklüm eğilirdik, atlılar üstümüzden geçerlerdi. Herkes başrol oyuncuna gıpta ile bakardı, “Keşke ben de böyle kuvvetli olsaydım,” derdi.

Zamanla renkli filmler dönemi başladı, artık görüntüler daha net, artistler daha canlı görülüyorlardı. Sinema çok daha keyifli olmaya başlamıştı, hayatımız daha da renkleniyordu.

Artık filmlerini izlediğimiz artistleri de yakından tanımaya başlamıştık. Fatma Girik, Türkan Şoray, Ayhan Işık, Ekrem Bora, Ahmet Mekin, HulisiKentmen, Kemal Sunal isimleri belirginleşiyordu hafızamızda. En çok da Yılmaz Güney ve Cüneyt Arkın süslüyordu düşlerimizi. Biri esmer, çok uzun olmayan, bizden bir garibandı, ‘çirkin kraldı’, diğeri yeşil gözlü, yakışıklı, uzun boylu, tüm erkeklerin olmak istedikleri özelliklere sahip bir jöndü. İkisinin filmlerini de kaçırmazdık.

Cüneyt Arkın, Malkoçoğlu’ydu, Battal Gazi’ydi, Kılıçaslan’dı, Kara Murat’tı; kılıcını kuşanıp atına atlayıp düşmanın arasına dalıyor, tek başına bir orduyu yok ediyordu. O, intikam için atına atladığında ve  düşman kalesine doğru dört nala at koşturduğunda sinema salonunda alkış tufanı başlardı. İzleyiciler onun kaleye tırmanışını, burçtan burca atlayışını nefeslerini tutarak izler, sonunda düşman kralını öldürdüğünde rahatlayıp mutlulukla salondan ayrılırlardı.

Yılmaz Güney, sinemanın çirkin kralıydı; onun afişleri çocukluğumun kentinde her fırının, terzinin, berberin, kahvenin, bakkalın, manavın duvarlarını süslerdi. O farklı bir efsaneydi, haksızlığa, zulme başkaldıran, patrona, ağaya, katile, düzenbaza gününü gösteren bıçkın, esmer delikanlıydı. Bize benziyordu, fakirdi, haksızlığa uğruyordu ve haksızlık yapanlara karşı acımasızca direniyordu.

Hatırlıyorum, o zamanlar mahalledeki çocuklar iki gruba ayrılmıştık, kimileri Cüneyt Arkın taraftarı, kimileri Yılmaz Güney taraftarıydılar. Bu yüzden birçok kavgaya tutuştuğumuzu bilirim. Sinema çıkışında herkes kendi safına çekilirdi, ortada kalanlara hemen sorulurdu, “Söyle ulan Yilocisan, Cinocisan?” birini seçmek zorundaydık. Ben Yilociların tarafındaydım o zamanlar. Saflar netleştikten sonra kavga başlardı, kimimiz Cüneyt Arkın gibi yumruk atmaya, havada uçmaya çalışır, kimiz de Yılmaz Güney gibi sert bakarak kafa atardı. Bu kavgalar uzun sürmezdi, sonra barışırdık, bu defa hep birlikte silahçılık oynardık. Tahtadan silahlarımızla köşelere saklanarak ağzımızla “Tişon, tişon!” diyerek güya mermi sıkardık. Açıkta olanlar vurulurdu, onlar boylu boyunca toprağa uzanıp ölü numarası yaparlardı.

Onlara özenirdik, onlar gibi bakar, onlar gibi gülerdik. Onlar bizim ağabeylerimiz, amcalarımız, dayılarımız, hata babalarımız olurlardı. Rüyalarımızı, hayatlarımızı süslerlerdi.

Sonra büyüdük, okullarda okuduk, başka şehirlere gittik, onlar da yavaşça yaşlandılar. Bir gün duyduk ki Yılmaz Güney cezaevine düşmüş, çok üzüldük. Umut’u, Sürü’yü, Yol’u, Seyithan’ı, Ağıt’ı Aç Kurtlar’ı, Arkadaş’ı izledik, Yılmaz’ı daha iyi anlamaya başladık.

Cüneyt Arkın da yabancımız değildi, o da işçinin, emekçinin, haksızlığa uğrayanın yanındaydı. Yeşil gözlü, yakışıklı abimizdi, genç kızların gönlünde taht kuran bir efsaneydi.

Sonra bir gün Yılmaz Güney’in Paris’te sürgünde öldüğünü duyduk, bir yakınımızı kaybetmiş gibi üzüldük, günlerce yas tutup yokluğuna alışmaya çalıştık. Ölümünden sonra çok şeyler yazılıp çizildi, çok kişi konuştu hakkında.

Cüneyt Arkın da anlattı onunla yaşadığı anılarını:

“Yılmaz müthiş bir insandı. Bazen bana gelirdi, oturup içerdik. Anadolu geleneklerine göre saygı icabı kadehi alttan tokuşturmak gerekir. Kim daha alttan vurursa karşısındakine o kadar saygı duyuyor demektir. Sen daha alttan vuracaksın, ben daha alttan vuracağım derken bir gün baktım Yılmaz evin bodrumuna inmiş. Oradan aşağısı yok ya…”

Bu denli de birbirlerini sevip sayıyorlarmış sinemanın iki devi. Cüneyt Arkın’ın Yılmaz’la ilgili en güzel anısı, kendisine verilmek istenen ödülü ret etmesi olayı ile ilgilidir.

1972 yılında 4. Altın Koza Film Festivali'nde jüri Yılmaz Güney'i Baba filmindeki rolüyle ödüle değer gördü. Daha sonra siyasi baskılarla oylama tekrarlandı, Güney'in yerine, ilk oylamada Yaralı Kurt filmindeki performansıyla ikinci olan Cüneyt Arkın En İyi Erkek Oyuncu seçildi. Bu karara tepki gösteren Arkın ödülü reddetti.

 “Öylesine güzel dostluğumuz vardı ki... 12 Mart döneminde Altın Koza Film Festivali’nde Yılmaz’ın hak ettiği ödülü siyasi nedenlerle ona değil bana verdiler. Ben de reddettim tabii,” diyerek anlatıyor. “Yılmaz Güney’in tavrı ne oldu?” diye soranlara, Yılmaz’ın gülerek, “Ağam helal olsun, içkiler benden” dediğini ifade ediyor.

Cüneyt Arkın’la ilgili en büyük şaşkınlığı gerçek adının Fahrettin Cüreklibatır olduğunu öğrendiğimde yaşamıştım. Yıllardır filmlerini izlediğim, hayran olduğum sanatçının bu ismi tuhafıma gitmişti, yadırgamıştım. Sanatçı, 8 Eylül 1937 yılında Eskişehir’in bir köyünde doğmuştu. Daha sonra tıp fakültesini kazanarak İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olmuştu. Sonradan öğrendiğime göre artist yarışmasında birinci gelmiş ve sinemaya atılmıştı. Adını Cüneyt Gökçer’den, soyadını da Arkın Kitabevi sahibinden almıştı. Bu kitabevinden sürekli ödünç kitaplar almıştı öğrencilik yıllarında, böylece minnettarlığını kanıtlamış oluyordu. Türk sineması artık yepyeni bir isimle tanışıyordu.

Askerden sonra 1964'te, Halit Refiğ'in Gurbet Kuşları filmiyle sinemaya adım attı. Bu filmin finalindeki kavga sahnesi, Arkın'ın kariyerinde dönüm noktası oldu. Bir süre daha duygusal-romantik jön karakterlerini canlandırdıktan sonra Halit Refiğ'in önerisiyle aksiyon filmlerine yönelecekti. Türk sinemasında daha önce hiç örneği olmayan bir tarz getirdi. Kısa sürede avantürlü filmlerin en çok aranan isimlerinden biri haline geldi

Arkın bir dönem dünya starı olmak için ABD’ye gider, burada bir yapımcıyla görüşür. Yapımcı ona toplamda kaç filmde oynadığını sorar. “300 film” cevabını alınca kendisiyle alay edildiğini sanarak onu kovar. Çünkü ABD’de iyi aktörler en fazla 20-30 filmde ancak rol alabilmektedir.

Cüneyt Arkın, Yeşilçam’a gerçek anlamda hareketlilik getiren, sektörü canlandıran aynı zamanda yaptığı işe saygı duyan ve emek harcayan bir aktördü. Tarihi filmlerdeki rollerini iyi yapmak için 6 ay boyunca bir sirkte eğitim almış, yakın dövüş sanatlarını en iyi şekilde yapmaya çalışmıştır. Mesleğini icra ederken birçok tehlike atlatmış, zaman zaman ölümle burun buruna gelmiştir. Malkoçoğlu filminin çekimleri sırasında atla sarayın içine girmesi gerekmektedir. Camlı bir bölmeden atla birlikte hızla geçerken, zemin kaygan olduğu için atla yere yuvarlanmıştır. Bu sırada sağ elinin koptuğunu görmüş, elini pencereden alarak hastaneye koşmuş ve kopan  eli bir hocası tarafından yerine dikilmiştir. Buna rağmen setlere dönerek, sağ elini kullanmadan filmi bitirmiştir. İşte o, bu denli işine sadık, her türlü sahneyi göğüsleyerek büyük başarılara imza atan bir aktördü.

Zaman bulanık bir nehirdi… Ne yazık ki her insan yaşlanıp ölüyordu. 28 Haziran 2022’de geride milyonlarca hayran kitlesi bırakarak o da ayrıldı aramızdan.

Evet, biri Fahrettin Cüreklibatır, diğeri Yılmaz Pütün’dü. Biri Eskişehirli, sonradan doktor olan bir köylü çocuğuydu, diğeri Adana Yenice doğumlu, aslen Siverekli bir ırgat çocuğuydu. İkisi de Yeşilçam’da harikalar yarattılar. Yılmaz Güney Türk sinemasına çığır atlatmış, sayısız ödül almış bir sanatçı. Cüneyt Arkın, ilk kez Yeşilçam’a avantürlü, vurdulu kırdılı tarihi filmler kazandıran büyük usta.

Zaman bulanık bir nehirdi ve önüne gelen yaşamları silip süpürüyordu.

Ama iki büyük ustanın Türk sinemasına kazandırdıkları her zaman hafızalarda duru kalacak. Hep hatırlanacak.

Anılarına saygıyla.

Yazara Ait Diğer Yazılar
13.08.2022 YEŞİLÇAMIN EFSANE ADAMLARI: CÜNEYT ARKIN VE YILMAZ GÜNEY...
04.06.2021 ÖLÜLERİN KARANLIĞI…
30.05.2021 SU OLSAM…
23.05.2021 ADA…
18.05.2021 BAYRAMLAR DA DEĞİŞTİ…
09.05.2021 KARLAMA…
02.05.2021 ASIRLIK ÇINAR; ZARO AĞA…
25.04.2021 HAYAT NEYİN HAMALLIĞIDIR?
18.04.2021 SUSARSIN…
18.04.2021 SUSARSIN…
12
Amed Radyo Tv Sosyal Medyada Biz

RSS

Twitter

Facebook

Youtube

Google+

Instagram

  • popüler
  • son eklenen
  • yazarlar
  • DEMİRKAYA: SİYASETİMİZ, TÜRKİYE’MİZE, MARDİN’İMİZE

    28.01.2023 Cumartesi
  • DEVA'NIN SUR'DAKİ YÜRÜYÜŞÜNE İZİN VERİLMEDİ

    25.12.2022 Pazar
  • KAVLAK: ASGARİ ÜCRET RAKAMI İÇİMİZE SİNMEDİ

    25.12.2022 Pazar
  • TALİBAN'A SERT TEPKİ

    25.12.2022 Pazar
  • AKP'Lİ YETKİLİ: BU SEÇİM BİZİM AÇIMIZDAN SON SEÇİM

    25.12.2022 Pazar
  • YEREL GAZETE MANŞETTEN VERDİ: VAN GÖLÜ CANAVARI DÖ

    25.12.2022 Pazar
  • ASLAN, FENERBAHÇE'Yİ ZİRVEDEN İNDİRDİ!

    25.12.2022 Pazar
  • BAKAN BİLGİN: OCAK AYINA VARMADAN EYT'Yİ MASADAN K

    25.12.2022 Pazar
  • KAYA: HABUR KAPISI İHTİYACA CEVAP VERMİYOR

    25.12.2022 Pazar
  • 6 YAŞINDA İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUĞUN SÖZLERİ MECLİS

    11.12.2022 Pazar
  • 18 YAŞ ALTI 240 BİNE YAKIN ÖĞRENCİ ÖRGÜN EĞİTİM DI

    11.12.2022 Pazar
  • AK PARTİ SEÇİMİ 16 NİSAN'DA YAPMAYI PLANLIYOR

    11.12.2022 Pazar
  • DİYARBAKIR AK PARTİ DE KADINLARA YÖNELİK SİYASET A

    11.12.2022 Pazar
  • KADINLARDAN İKTİDARA ÇAĞRI: SİZ İŞSİZLİĞE, YOKSULL

    27.11.2022 Pazar
  • KILIÇDAROĞLU: SAKIN SANDIĞA GİTMİYORUM DEMEYİN

    27.11.2022 Pazar
  • Gazeteci - Faraç ÇOBANOĞLU

    KILIÇDAROĞLU’NUN KAFASINDAKİ DEMOKLES KILICI: AKŞENER’İN BAŞBAKANLIĞI...

  • Gazeteci-Yazar - Recep YILMAZ

    TEVFİK FİKRET’E CEVABIMDIR...

  • Yazar - Rıfat MERTOĞLU

    YEŞİLÇAMIN EFSANE ADAMLARI: CÜNEYT ARKIN VE YILMAZ GÜNEY...

  • Şair - Şeyhmus DEMİR

    İKİ CİHANDA SEVDİĞİM...

  • Gazeteci - Nail KADIRHAN

    ‘YETER SÖZ MİLLETİN’...

  • Ünlü Kahvaltıcı - Alaaddin KILIÇ

    BROKOLİ SALATASI...

  • Gazeteci - Bekir GÜNEŞ

    EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKININ CUMHURBAŞKANI ADAYI KİM OLACAK?

  • Basketbol Antrenörü - Özgür BÜYÜK

    ACEP BU YOLDA...

  • Optimum Kilo Terapisti Uzmanı - Muhammed ŞAHİN

    ÇİKOLATANIN KALP VE DAMAR HASTALIKLARI ÜZERİNE ETKİSİ…

  • Gazeteci - Ercan AKKAR

    DEVRİMCİLERİN HEVSEL BULUŞMASI…

  • Sanatçı - Gazeteci - Ferat Mehmetoğlu - YazıYORUM

    KİME ÇALIŞAN GAZETECİLER?

  • Avukat-Arabulucu Mahabat MİROĞLU GÜR

    TÜKETİCİ UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK (ÜCRETSİZ ARABULUCULUK)…

  • Anasayfa
  • Biz Kimiz
  • Videolar
  • Bize Ulaşın
© 2021 NİNOVA HABER - TÜM HAKLARI SAKLIDIR.