Bir yandan da aynı günlerde Kürt ses sanatçılarının tutuklaması, yetmedi DEM Partililerin düzenlemek istedikleri mitinge Diyarbakır Valiliğinin yasak getirmesi. Bu yetmezmiş gibi Diyarbakır’da 5 gün süreyle her türlü eylemin yapılamayacağını duyurması, ayrıca Diyarbakır’dan sonra Batman’da da 5 günlük eylem yasağı insanlara “Bu ne perhis, bu ne lahana turşusu” dedirtiyor.
Ve de büyük bir tezat.
Bu da ayrı bir konu.
Bütün bunlara rağmen, Bahçeli’nin yaptıklarının ve de Erdoğan’ın bunu onaylamasının yanlış olduğunu demek istemiyorum.
Bence denmemeli de.
Gerçi Bahçeli'nin “Türkiye Partisi” olun çağrısına Hatimoğulları'ndan: "Biz, Türkiye’de özgürlükleri, barışı, adaleti savunurken; Türkiye’de yoksulun, işçinin, emekçinin, kadının doğa ve insan hakları savunucularını savunurken biz bir Türkiye partisiyiz zaten ve Türkiye Partisi olduğumuz için bütün bunları savunuyoruz" yanıtı geldi.
Bu savunma da barışçı ve iç açıcı…
Türkiye’nin buna ihtiyacı var.
Dürüstçe söylemek gerekirse; gerçekten amaç Türkiye’ye barışı, kardeşliği, özgürlüğü getirmekse, hukuku hakım kılmaksa, sistemi insanlığın yararına değiştirmekse, fikirlerinden dolayı içerideki insanları anlamaya çalışmaksa, özgürlüklerine kavuşturmaksa şapka çıkarıyorum, gönülden destekliyorum.
İnsanların benim gibi düşünmeleri için tabii ki biraz olsun beklemek gerekecek.
Bekleyeceğiz.
Dilerim bu işin içinden çapanoğlu çıkmaz.
Ayrıca; gelelim madalyonun diğer yüzüne;
Sanki bu girişinden bayağı rahatsız olan bazı tv’ler, medya grupları, gazeteler, yazarlar da var. Sanki barış olursa bizim yazacak, program yapacak bir şeyimiz kalmaz, dercesine... yeter<.
Söylenecek çok şey var da şimdilik bu kadar.
Taraflara düşen bu gibi düşünenleri, boşa çıkarmak olmalı.
&
Bakalım ne demişler
Dünyanın en ünlü hukukçusu, Romalı devlet adamı Çiçero:
“Tarihte çöken ülkeler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çökmüştür.” demiş.
…
“Neymiş;
Rakı şarap içmişler. Sana ne.
Sen içtiğin kanın, yediğin haramın, aldığın rüşvetin, yığdığın servetin hesabını ver.”
İhsan Eliaçık
Rüzgârı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren.
Ho Chı Minh
“Eğitim gerçeklerin öğretilmesi değildir. Düşünmek için aklın eğitilmesidir. “
Albert Einstein
Bir söz de benden
Cuma günlerini sevmez oldum, taa 44 yıl öncesi Eylül'ün 12 sinde...
Kulağa hoş gelen sözler
Dilci, Dinci, Kinci, Irkçı olma;
İnsan ol yeter.
Kirveme öğütler
Kirvem; “Doğru; cehaletin en büyük korkusu kadınlardır. Çünkü kadın öğrenirse çocuklarına öğretir.”
Ve yazıma çoğu kez olduğu gibi bir şiirimle son veriyorum.
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;
Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.
Daha da önemlisi,
Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.
Dostça kalın.
RSS
Twitter
Facebook
Youtube
Google+
Instagram
Kürtler, Türkler Kadar Eşit Olabilecek Mi?
HAYDE BARIŞA...
YEŞİLÇAMIN EFSANE ADAMLARI: CÜNEYT ARKIN VE YILMAZ GÜNEY...
BAKARSIN BİR GECE ÇEKİP GİTMİŞİM...
IRKÇILIĞINIZDA BOĞULUN...
KEMALPAŞA TATLISI
Amedspor'un şampiyonluğu için asıl kimlere teşekkür edilmeli?
ACEP BU YOLDA...
ÇİKOLATANIN KALP VE DAMAR HASTALIKLARI ÜZERİNE ETKİSİ…
‘EN KÖTÜ BARIŞ, EN HAKLI SAVAŞTAN DAHA İYİDİR’
KİME ÇALIŞAN GAZETECİLER?
TÜKETİCİ UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK (ÜCRETSİZ ARABULUCULUK)…
Aşk ve Yaşam Üzerine Aforizmalar