Bence anlamamak bırakın akıllı olmayı, siyasetten uzak hatta kıt akıllı olmak gerekir.
Bence ne günüdür, ne zamanı.
Sen savunmanı aklıselim hazırla, hukuken yapılması gerekenleri yap.
Yoksa kurusıkı atmakla, milyonları meydanlara toplarız, kıyameti kopartırız demekle bu işler olmuyor.
Kaldı ki sizce bu tehditlere Tayip Erdoğan pabuç bırakır mı?
Hem hukuk yok diyeceksiniz, hem de hukuki mücadelemizi veririz diyeceksiniz. Sonra konuyu bir kenara itip Amerika’ya gideceksiniz.
Sorulduğunda da ceza kesinleşirse hemen dönerim diyeceksin.
Yani olacak iş mi bu…
Bence İmamoğlu ceza alırsa cumhurbaşkanı olamayacağı için mücadele ediliyorsa bu siyaseten çok yanlış.
Ne demek yani Ekrem İmamoğlu ceza alsa da biz onu cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ederiz. Yani CHP'de cumhurbaşkanı adayı olabilecek kimse yok mu demeye mi getiriliyor.
Evet “Sarı öküzü vermemek gerekir” evet ama konuyu bu duruma getirmemek de gerekir diye düşüyorum.
Her şey bitti…
Türkiye'de bunca sorun varken, cumhurbaşkanı olamayacak kavgasına angaje olmak siyaseten hem doğru değil, hem de suni bir gündeme mahkum olmaktı
Ayrıca; vatandaşın sofrasındaki lokma her geçen gün azalıyor. Sizin uğraştıklarınıza bakınız.
Ondan sonra vatandaş neden bizi iktidar yapmıyor diye hayıflanıyorsunuz.
Haksız mıyım?
Sonrasında;
Canan Kaftancıoğlu'nun İmamoğlu'ndan ne eksiği vardı ki kulağa sinek vızıltısını bulan bir tepki bile verilmedi. Demezler mi Kaftancıoğlu için ne yaptınız da İmamoğlu için ne yaparsınız.
Öyle deniyorsa CHP'de bir sorun var demektir, hem de sinsi ve büyük bir sorun var demektir.
Tabi bu gelişmelerden ötürü şimdi Tayip Erdoğan bal kaymak diyor, keyifleniyor diye düşünüyorum.
Sonuç; CHP her şeyden önce korsa/hızlı karar alma eyleminden uzak durmalı.
Tartışılmadan, görüşülmeden alınan hızlı kararlar çoüu kez insanları felakete götürebilir, nokta
&
SİYASETEN DOĞRU BİR YAKLAŞIM
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin el sıkma olayını gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu'nun haberleştirdiği kadarıyla; DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit, "Dünkü tokalaşmanın siyasetin doğası gereği olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Şimdiye kadar olmaması zaten yanlıştı" yorumunu yapmış.
Bence çok akıllıca, siyaseten de çok doğru bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.
Olayı çok iyi tahlil etmişler. Yaklaşımlarını çok doğru buluyorum…
Bir söz de benden
“Bu işin fıtratında var’, ‘takdir i İlahi’, ‘oldu bir kere’, ‘kandırıldık’, ‘kader planı’, ‘bana mı sordunuz.” Anşayışı bizi bu günlere getirdi.
Kulağa hoş gelen sözler
“Tarihte çöken ülkeler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çökmüştür.” Çiceçro
Kirveme öğütler
Bizde olmayan özellikler;
Görgü, nezaket,
Üslup, düzgün iletişim kurma,
Empati yapabilme,
Başka hayatlara saygı duymak,
Doğayı korumak.
Aslında Ana okulundan üniversite son sınıf dahil, bunlar ders olarak okutulmalı, diye düşünüyorum.
Ve yazıma çoğu kez olduğu gibi bir şiirimle son veriyorum.
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;
Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.
Daha da önemlisi,
Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.
Dostça kalın.
RSS
Twitter
Facebook
Youtube
Google+
Instagram
FUTBOLUMUZDA ETNO-SPORTİF ŞİDDET...
YANLIŞ BİLDİKLERİMİZ...
KAYBOLAN KIZ EFSANESİ…
ÖYLE ÇEK GİT...
KORKAK VE KÖR HÜKÜMET PROGRAMI...
SOKAKTAN MUTFAĞA: TAVUK KOKOREÇ...
AKP-MHP, SPOR YASASI İLE 3 BÜYÜK TAKIMIN KATARLILARA SATILMASININ ÖNÜNÜ AÇTI…
DİYARBEKİR GİBİ...
ÇİKOLATANIN KALP VE DAMAR HASTALIKLARI ÜZERİNE ETKİSİ…
RAKAMLAR HER ALANDA GERİLEDİĞİMİZİ GÖSTERİYOR…
KİME ÇALIŞAN GAZETECİLER?