Ninova Haber - CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) haftalık toplantısını düzenledi. Toplantı devam ederken CHP Sözcüsü Faik Öztrak basın toplantısı düzenleyerek iktidarı eleştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Tek vatan, tek devlet, tek millet, tek bayrak' yeminine değinen Öztrak şunları söyledi:
“Bundan tam bir yıl önce, kahraman Mehmetçiklerimiz Suriye’nin İdlib kentinde, Rus uçakları tarafından bombalandı. 34 Mehmetçiğimizi, 34 evladımızı yok yere kaybettik. Yüreklerimiz dağlandı. Bu hükümetin her zaman yaptığı gibi acı haberi vermek yine bir valiye, Hatay Valisi’ne düştü. Erdoğan’ın şahsım hükümeti ortadan kayboldu. Kameraların karşısına çıktığında ise, salondaki milletvekillerine, dostu Trump ile yaptığı Putin dedikodusunu anlattı. Salonda espriler, gülücükler. Kanımız dondu. Bu görüntülerden Erdoğan hicap duymadı. Ama milletimiz kahroldu. Bu gülücükler, espriler 34 askerimizin şehadetinden, Sadece iki gün sonraydı. Altı gün sonra da bu defa Erdoğan’ın şahsım hükümeti, Mehmetlerimizi bombalayanların ayağına gitti. 34 askerimizi şehit eden Rusya, Erdoğan ve ekibini kapıda dakikalarca bekletti. Rus devlet televizyonu kronometre çalıştırıp, bu anları kayda aldı. Ardından da tüm dünyaya servis etti. Erdoğan Kremlin’de gıkını çıkaramadı. Milletimiz bir kez daha kahroldu. Bizler İdlib’de şehit olan evlatlarımızın acısını da ‘her şeyin sorumlusu benim, ben’ diye meydanlarda bağırıp, sonra da işler kötü gittiğinde, sorumluluğu valilere, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne atıp kaçanları da unutmayacağız. Evlatlarımızı şehit edenlerin ayağına gidip kapısında bekleyenleri, bu milletin yüzünü yere düşürenleri asla unutmayacağız. İdlib şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Erdoğan’ın şahsım rejiminin alametifarikası keyfiliktir. Kuralsızlıktır. Her şeyin şahsileştirilmesidir. Milli olması gereken dış politikamız da maalesef tüm bunlardan payını almıştır. Keyfilik dış politikamıza da sirayet etmiş, dış politikamız da şahsileştirilmiştir. ‘Dostum Trump’, ‘Dostum Putin’ diyerek, dış politikayı al-ver üzerine kurgulayan bu tüccar zihniyet, ülkemizi tüm dünyada yalnızlaştırdı. En haklı davalarımızı anlatamaz hale getirdi. Erdoğan, şimdi çıkmış, salgında lebalep doldurduğu partisinin kongre salonlarında, yandaşlarına; ‘tek vatan, tek devlet’, tek millet, tek bayrak’ diye yeminler ettiriyor. Teröristlere bırakıp kaçtıkları, Süleyman Şah Türbesi’nin toprakları, sarayın tek vatan tarifinde yok. Yunanistan geliyor, silahsız olması gereken adaları silahlandırıyor, bize ait adacıklara Yunan bayrağını çekiyor. En son Limoniye Adası’na da bayrak diktiler. Anlaşılan bu adalar da Erdoğan’ın tek vatan tarifine girmiyor. Yine Erdoğan’ın tek millet tarifinde kendine oy vermeyenler yok. Ona oy vermeyen herkes terörist. Tek millet diyen Erdoğan, Mısırlı Esma için ağlar. Ama aynı Erdoğan, Gara’daki 16 şehidimizin, İdlib’de 34 şehidimizin ardından güler. Erdoğan’ın tek millet tarifinde kim var? O da belli değil.
Ülkemiz eğitimde patinaj yapıyor. Bir nesli yitiriyoruz. Bugün çocuklarımız, gençlerimiz, aileler, Bakanlar Kurulu’ndan çıkacak yüz yüze eğitim kararını bekliyor. Daha bir hafta önce Milli Eğitim Bakanı, ilkokullar ile 8 ve 12. sınıflarda yüz yüze eğitimin 1 Mart’ta, yani bugün başlayacağını söylemişti. Fakat dün o da Sağlık Bakanı gibi özür diledi. Bazı illerde vaka artışı yaşandığı için yeniden değerlendirme ihtiyacı doğduğunu söyledi. Sayın Bakan bu iş çocuk oyuncağı mı? Maç oynanırken sürekli kural değiştirilir mi? Çocukların kafalarını karıştırmaya ne hakkınız var? Aileler nasıl kendilerini ayarlayacak? Öğretmenler, okullar ne yapacak? Okulların açılmasına göre hazırlık yapan esnafın hali ne olacak? ‘Bugün öyle, yarın böyle’ diyerek, tutarsız politikalarla eğitim sistemi yönetilemez. Okulların açılışı için önce tarih verip, sonra neden erteliyorsunuz? Çocukların, gençlerin hayatı, bu ülkenin bir nesli söz konusu… Ama siz; ‘bir açtık, bir kapadık, bir öyle, bir böyle’ deyip, sürekli patinaj yapıyor, ülkenin geleceğine takoz oluyorsunuz. Devlet böyle mi yönetilir? İşte bizim devlet krizi dediğimiz tam da budur.
Esnaflarımız, ‘bugün dükkân açsak, iki yıl borçları ödemeye çalışırız’ diyor. Trabzon’da bir esnafımız kapısına, ‘namuslu bir şekilde battık, devren satılık’ ilanını asıyor. Aynı esnaf devletten ‘bir lira destek almadığını’ söylüyor ve ekliyor ‘hani her esnafımızın ardında, Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi olacaktı, lebalep batırdınız bizi...’ Kayserili esnaf dükkânlarına afiş asıyor, ‘nefes alamıyoruz, sesimizi duyan var mı’ diyor. Erdoğan’ın şahsım hükümetinde, sesinizi duyan yok, Kayserili esnaf kardeşlerim… Şehrinizin Ak Partili vekillerine göre milletin hiç sıkıntısı yok. Bir milletvekili; ‘bizi eleştirenler, altı ayda bir cep telefonu, iki yılda bir araba değiştiriyor, artık asgari ücretlinin arabası var’ diyor. Diğeri çıkmış, ‘hayat standardı çok yükseldi artık ev, araba almak zor değil’ buyuruyor. Bir başka Kayserili, Ak Parti Yerel Yönetimler Başkanı, seçmenlerin sesini duymak yerine, seçmenlere beddua okuyor. Yine AK Parti’nin Tanıtım ve Medya Başkanı ‘bizi mahvettiniz’ diyen çiftçiye, ‘pahalı cep telefonu kullanıyorsun’ diye hesap soruyor. Çiftçi tarım aletini hurdaya satıp Ankara’ya gelmeye çalışıyor, yolunu kesip Başkent’e sokmuyorlar. Tarım Bakanı, ‘çiftçi rekor gelir elde ediyor’ diyebiliyor. İnsanlar, yokluktan, yoksulluktan canına kıyıyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanı; ‘Türkiye’de yoksulluk bitti’ diyebiliyor. Saray; ‘açım’ diye bağıran vatandaşı duymazdan gelirse, eve ekmek götüremeyen esnafa ‘abartıyorsun’ deyip kafasına çay atarsa, çöpten, pazar artıklarından rızık toplayan aç yurttaşlarımızın fotoğraflarına mizansen derse, saray gazeteleri, ‘marketten nasıl alışveriş yapılmaz’ diye manşet atarsa devletin televizyonu, ‘çöpten yemek nasıl toplanır’ diye program yaparsa, devletin ajansı, bu ülkenin esnafı inim inim inlerken, Japon esnafın dertlerini haber yaparsa… Bu hükümetin, milletle irtibatı artık tamamen kopmuş demektir.
Öztrak, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Denizli Milletvekili Teoman Sancar’ın CHP’den istifasının nedeni hakkında Öztrak, “İstifasını açıkladı. İstifa, tek taraflı müessese. Kendi istifa mektubunda ne varsa, biz de onu biliyoruz” dedi.
Son zamanlarda bakanların özür dilemesi için Öztrak, “Hatayı şahsım hükümeti başı Erdoğan yapıyor özür dilemek bakanlara düşüyor. Erdoğan şahsım hükümetinin başının kibri o kadar büyük ki o milletten özür dilemiyor, o ancak yüce Allah’tan özür diliyor. Özür insani bir şeydir, ama bakanlar özür diliyorlarsa bunun gereğini de yapmalıdırlar. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi görevden aflarını istemelidirler” dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un fezlekeler ile ilgili parlamentonun çalışmasının sekteye uğratmaması gerektiği ve ara seçim olabileceğini söylemesine ilişkin Öztrak, “Meclis Başkanı’nın ne demek istediğini bu sözlerinden anlamak mümkün değil, görüşlerini daha açık ifade etmesi gerekiyor. Ne demek ‘fezlekeler Meclis gündemini daha fazla işgal etmemeli?’ Neyi kastediyor? Kendisi milli iradeyi ve milletvekilinin hukukunu korumakla yükümlü makamda oturuyor” diye konuştu
RSS
Twitter
Facebook
Youtube
Google+
Instagram
FUTBOLUMUZDA ETNO-SPORTİF ŞİDDET...
YANLIŞ BİLDİKLERİMİZ...
KAYBOLAN KIZ EFSANESİ…
ÖYLE ÇEK GİT...
KORKAK VE KÖR HÜKÜMET PROGRAMI...
SOKAKTAN MUTFAĞA: TAVUK KOKOREÇ...
AKP-MHP, SPOR YASASI İLE 3 BÜYÜK TAKIMIN KATARLILARA SATILMASININ ÖNÜNÜ AÇTI…
DİYARBEKİR GİBİ...
ÇİKOLATANIN KALP VE DAMAR HASTALIKLARI ÜZERİNE ETKİSİ…
RAKAMLAR HER ALANDA GERİLEDİĞİMİZİ GÖSTERİYOR…
KİME ÇALIŞAN GAZETECİLER?