HABER MERKEZİ
Ninova Haber - Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle açıklama yaptı.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, “Kadına yönelik erkek şiddeti ve kadın cinayetleri insanlık suçudur. Şiddetle mücadelede tavizsiz tutum, kamu ve tüm toplum için vazgeçilmezdir.
Özgürlük, demokrasi ve kalkınmanın anahtarı toplumsal cinsiyet eşitliğidir. Hem toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan, hem de bu eşitsizliği besleyen kadına yönelik erkek şiddeti ve kadın cinayetleri vicdanımızı yaralamaya devam ediyor. Şiddetle mücadelede tavizsiz tutum, kamu ve tüm toplum için vazgeçilmezdir.
Kadına yönelik erkek şiddeti ve kadın cinayetleri insanlık suçudur. İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunun şiddeti önleme ve şiddetle etkili mücadele etme hedefinin tam anlamıyla hayata geçirilmesi kritik önemde. Kadınların hayatını, umutlarını elinden alan, ömür boyu tamiri zor yaralar açan şiddetle mücadelede kamunun tüm birimleri ve tüm toplum olarak kararlı duruş sergilemeliyiz.
Kadına yönelik erkek şiddetini etkili bir mücadele ile sona erdirdiğimiz, kadınların eğitim, çalışma hayatı ve karar alma mercilerine eşit katılımını sağladığımız bir Türkiye'nin daha demokratik ve daha kalkınmış bir ülke olacağına inanıyoruz.
Unutmamalıyız ki kadınların hayatın her alanında aktif ve eşit katılımını sağlamak insani, sosyal, demokratik ve ekonomik gelişmişliğin başlıca ölçütüdür. Dünyanın içinden geçtiği tüm dönüşümlerin eşiğinde, eşitlikçi bir anlayışı hayata geçirmek ve bu anlayışı her koşulda kalıcı kılmak öncelikli olmalıdır.
Bir yandan tüm dünyada kadın-erkek eşitliğinde sağlanan kazanımlar pandeminin etkisiyle geriye giderken, diğer yandan giderek artan sayıda kadın liderin ülkeler, uluslararası örgütler ve ulusal-yerel karar alma mekanizmalarında sorumluluk alması gelecek için umut vaat ediyor. Ülkemizde de kamu, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinin yönetimlerinde daha fazla kadının yer alması için ulusal ve kurumsal düzeyde kararlı politikalar izlenmesi gerekiyor.”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sosyal Politikalar Yuvarlak Masası Başkanı Nüket Küçükel Ezberci da, mevcut eşitsizliklerin COVID-19 döneminde derinleşmemesi için herkese görev düştüğünü belirterek, şöyle dedi:
“Küresel salgının ekonomik etkilerinden ağır darbe alan sektörlerde erkeklerden daha çok sayıda kadın çalışıyor. Bu sebeple tüm dünyada kadınlar daha büyük hızla işini kaybediyor ya da kayıtlı istihdama ve imkanlara ulaşamıyor. COVID-19 tedbirleri kapsamında evden çalışmanın ve ev içinde geçirilen zamanın artmasıyla, kadınların üzerindeki bakım yükümlülükleri ve ev işlerine harcanan zamanın yanı sıra kadına yönelik şiddette de belirgin bir artış gözlemleniyor.
Mevcut eşitsizliklerin COVİD19 döneminde derinleşmemesi için kamu, özel sektör ve STK'lara, yani hepimize önemli görevler düşüyor. Bu alanda iş birlikleriyle krizin etkilerini bertaraf edebilir, kriz sonrası döneme hazırlığı kadınlar için bir fırsata çevirebiliriz. Kadınların güven içinde yaşadığı, kendi potansiyelini gerçekleştirerek güçlendiği ve toplumu da güçlendirdiği bir iklimi hep birlikte oluşturmalıyız.”
TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Oya Ünlü Kızıl ise, insani gelişmenin sağlanması, ülkelerin kalkınması ve daha adil toplumların oluşması için kadınların hayatın her alanında güçlenmesini sağlamak gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:
“İnsani gelişmenin sağlanması, ülkelerin kalkınması ve daha adil toplumların oluşması için kadınların hayatın her alanında güçlenmesini sağlamak zorundayız. Bu amaç için önyargılardan, ama'lardan, fakat'lardan vazgeçerek omuz omuza, dayanışma içinde çalışmalıyız. Kadınların eğitime, istihdama ve karar alma süreçlerine eşit katılımı bu sürecin ön koşuludur.
Teknolojik gelişmelerin pandemi sürecinde artan bir hızda hayatımıza getirdiği değişimi toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısıyla yönetirken, kadınları ve kız çocuklarını geleceğin işlerine yönlendirmeli ve bugünden başlayarak dijital becerilerini güçlendirmeliyiz.
Ayrıca toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kabul edilemez sonuçlarından biri olan kadına yönelik şiddetin son bulması için “Şiddete sıfır tolerans” anlayışının yerleşmesini sağlamak zorundayız. Unutmamalıyız ki; kadına yönelik şiddet bir insan hakları ihlalidir. Bu kapsamda İstanbul Sözleşmesi'nin ve 6284 Sayılı yasanın amaçlarına uygun olarak etkili şekilde uygulanması büyük önem taşıyor. Bu sözleşmenin ve yasanın amacının kadına karşı şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak olduğunu asla unutmamalıyız.”
RSS
Twitter
Facebook
Youtube
Google+
Instagram
FUTBOLUMUZDA ETNO-SPORTİF ŞİDDET...
YANLIŞ BİLDİKLERİMİZ...
KAYBOLAN KIZ EFSANESİ…
ÖYLE ÇEK GİT...
KORKAK VE KÖR HÜKÜMET PROGRAMI...
SOKAKTAN MUTFAĞA: TAVUK KOKOREÇ...
AKP-MHP, SPOR YASASI İLE 3 BÜYÜK TAKIMIN KATARLILARA SATILMASININ ÖNÜNÜ AÇTI…
DİYARBEKİR GİBİ...
ÇİKOLATANIN KALP VE DAMAR HASTALIKLARI ÜZERİNE ETKİSİ…
RAKAMLAR HER ALANDA GERİLEDİĞİMİZİ GÖSTERİYOR…
KİME ÇALIŞAN GAZETECİLER?