Ninova Haber - Diyarbakır'da korona virüsü (Covid-19) vakaları her geçen gün katlanarak artıyor. 1 Temmuz’da normalleşme tedbirlerinin uygulanmaya başlanmasının ardından vakaların yükseldiği ilk 5 kent arasında yer alan Diyarbakır’da, günlük vaka sayısı 2 binlere yükseldi. Delta varyantının hızla yayıldığı kentte, Covid-19 hizmeti veren hastanelerin kapasiteleri yüzde 100 doldu. Diyarbakır başta olmak üzere bölge kentlerinde aşılama oranı da düşük seyrediyor.
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya, artan vaka sayılarıyla birlikte hastanelerin, yoğun bakım ünitelerinin dolduğunu, acil servislerde yatırılması gereken hastaların evlerine gönderildiğini söyledi.
Diyarbakır ve bölgenin bu kadar kötü bir süreci yaşamadığını belirten Yerlikaya, “Günlük 2 bin vaka saptıyoruz ve her gün yeni pandemi katları açılıyor. Yoğun bakım üniteleri dolu, acilde yatması gereken hastaları evlerine yollamak zorunda kalıyoruz. Diyarbakır açısından sadece bir özel hastane için söylersek, yoğun bakımlar yüzde yüz dolmuş durumda. Kamu hastanelerinde de kapatılan servisler var. Pandemi hastanelerinde açılan katların hepsi her geçen gün doluyor, bir gece de 14-15 hastayı kaybediyoruz. Filyasyon çalışmaları doğru düzgün yapılamıyor. 1 Temmuz’daki açılmayla birlikte bölge illerinde ciddi bir artışla karşı karşıyayız ve yıkıcı etkisini tekrar yaşamaya başladık. Daha önce de buna benzer bir tabloyu yaşamıştık. Uyarılarımız ve çağrılarımız dikkate alınmadığı için aynı durumu tekrar yaşıyoruz ve çok endişeliyiz” dedi.
Bölge illeri açısından durumun iç açıcı olmadığını dile getiren Yerlikaya, “Pandemi piklerinin yanında Covid-19 dışı, acil tedavi görmesi gereken hastaların tedavilerinde de çok ciddi bir aksama oldu. İnsanlarımız sağlığa erişim ile ilgili de sorunlar yaşıyor. Covid-19 dışı hastalar mağduriyet yaşadı ve bu nedenle kaybettiğimiz çok sayıda hasta oldu. Kanser hastalarına daha geç tanı konuldu, acil hastalara müdahale yaşandı. Bütün sağlıkçılar Covid-19 bölümlerinde çalışmak zorunda kaldı. Sağlık emekçilerinin özlük hakları, emeklilik, istifa hakları yoktu ve tükendiler. Bir bütün olarak sağlık sistemi tıkanma noktasına geldi” diye belirtti.
Sürecin hastaneler üzerinden yönetilme mantığının yanlış olduğunu anlatan Yerlikaya, “Çok ciddi bir hastalık ile karşı karşıyayız. Delta varyantı, bulaşıcılığı çok yüksek. Çok kısa sürede bir kişiden çok daha fazla kişiye yayılıyor. Semptomları daha farklı ve hastalık yapıcı etkisi daha fazladır. Aşılara karşı da daha dirençli ve daha ağır hasta yapma potansiyelini taşıyor. Toplum açısından baktığımız da yüzde 2-3 arasında ölüme yol açma ihtimali var. Hatta risk gruplarında bu durum yüzde 30’lara çıkıyor. Mutlaka toplumsal yayılımın önüne geçilmeli. Türkiye’de de çok fazla yayıldığını biliyoruz. Kontrol altına alınmaz ise başka endişe verici varyantların da çıkmasına zemin hazırlayabilir” dedi.
Aşının pandemiye karşı en önemli mücadele aracı olduğunu vurgulayan Yerlikaya, “Aşılar için çeşitli spekülasyonlar yapıldı ama 4 milyar doz aşıdan sonra bir yan etkinin oluşmadığını biliyoruz. Amerika, İsrail, İngiltere gibi aşılamanın yoğun olduğu yerlerde pandemi kontrol altına alındı. Türkiye’de de sağlık çalışanlarının aşılanması sonrası sağlıkçı ölümlerinde bir düşüş oldu. Bu aşılanmanın önemini gösteriyor. Hastanelerde yatanların büyük bir kısmı ya aşılanmayan ya da aşılaması yarım kalanlardır. Vefat edenlerin tamamı aşılanmayanlar. Hastalığı geçiren hastalar üzerindeki etkilerini de düşündüğümüzde aşı hem etkili hem koruyucu hem de toplumsal açıdan da önleyici. Toplumsal sorumluluğu yerine getirmek adına aşılanmalıyız” şeklinde konuştu.
Sağlık Bakanlığı’nın bütün süreçlerde olduğu gibi aşıda da bir güvenirlik sağlayamadığını sözlerine ekleyen Yerlikaya, şunları söyledi: “Yerel dinamikleri, sendikaları sürece dahil etmedi. Bilgilendirmenin toplumun anlayacağı dilde, anadilde yapılmadı, bölgemizde aşılamada dipteydik. Daha fazla bölgeyi vurdu, yaktı, yıktı diyebiliriz. Zaten bölgenin genel sağlık göstergeleri eşitsiz. Bölge iyi olan parametrelerde en sonda, kötü olan parametrelerde en üstte. Biz kampanyamızla aşılama oranını arttırdık, talep de oldu. Fakat bu sefer tedarikte sorun oldu.”
İktidarın, halk sağlığını önemseyecek bir süreci yönetemediği için bu yıkıcı etkiyi yaşadıklarını ifade eden Yerlikaya, şöyle devam etti: “Her şeyden önce toplumun, iktidarın bu süreçte başarısız olduğunu görmesi gerekiyor. Bundan sonraki süreçte yerel dinamikler, belediye olanakları, siyasi partiler, bu süreç yönetimine katılmalı. Yoksa şu an ki algılarla, toplumu suçlayan söylemlerin devam etmesi durumunda ağır bedeller ödemeye devam edeceğiz.”
Virüsün yayılmaya devam ettiği uyarısında bulunan Yerlikaya, “Pandemi bitmedi, havasız, kapalı ortamlarda bir araya gelmek büyük risk. Delta varyantın bulaşımının olduğu süreçte temas süresini uzatmamalıyız. Maske, dezenfektan ve mesafe önlemlerinin alınması gerekir. Hafife almamalıyız. Toplum olarak yorulduk. Fakat toplumun kendi sağlığına sahip çıkması gerekir” dedi.
Kaynak: Duvar
RSS
Twitter
Facebook
Youtube
Google+
Instagram
FUTBOLUMUZDA ETNO-SPORTİF ŞİDDET...
YANLIŞ BİLDİKLERİMİZ...
KAYBOLAN KIZ EFSANESİ…
ÖYLE ÇEK GİT...
KORKAK VE KÖR HÜKÜMET PROGRAMI...
SOKAKTAN MUTFAĞA: TAVUK KOKOREÇ...
AKP-MHP, SPOR YASASI İLE 3 BÜYÜK TAKIMIN KATARLILARA SATILMASININ ÖNÜNÜ AÇTI…
DİYARBEKİR GİBİ...
ÇİKOLATANIN KALP VE DAMAR HASTALIKLARI ÜZERİNE ETKİSİ…
RAKAMLAR HER ALANDA GERİLEDİĞİMİZİ GÖSTERİYOR…
KİME ÇALIŞAN GAZETECİLER?