Ben yazacağım.
Kızan kızsın.
Küsen küssün.
Belki de bravo, iyi ki yazmışsın diyen bile olur…
Ben bunların ne kadar doğru şeyler olduğunu yazacak değilim.
Söylenmek istenen ulu orta açıkta duruyor.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az…
Bu 8 maddenin bir ya da ikisinin olduğu zaman, o ülke muktedirleri sorunu hep uzaklarda ararlar. Suçlu hep yetim çocukları olur.
Ve ne yazık ki o ülkenin insanlarının çoğu da buna inanır.
İnanmakla aslında muktedirlere ihanet ettiklerinin farkında olmazlar. Muktedirler de demek doğru şeyler yapıyoruz ki millet bizi alkışlıyor, yanlışına düşerler.
Hem ülke kaybeder hem o muktedirlerin ömürleri kısalır.
Kimse farkında olmaz.
Aslında Gandhi’nin sözlerine bakarsak hepsi soyun şeyler.
Gözle görülmez, elle tutulmaz. Ama onlarla olmaz.
Bu sekiz taştan birini çektiğinizde bina edilen o yapı ayakta duramaz. Yıkılır.
Ülke bunun altında kalır.
Etkilenen insanların olan biteni görmezden gelenlerin dışındakilere söylenecek bir söz yok.
Kader deyip geçerler.
Olan ülkeye ve sorumluluğunu bilen insanlarına olur.
Ne olur bana dokunmayan yılan bin yaşasın demeyelim.
Ne olur bana ne demeyelim.
&
Katliam zanlısı Mehmet Altun’dan pes dedirten ifade;
“Kadın içerideyken evi ateşe verdim: Beni olay mahalline kimse göndermedi. Kimsenin yapacağım işten haberi yoktu. Kavganın ilk olduğu zamanlarda barışma niyeti oldu ancak karşı taraf yanaşmadı. Tabancamı bir gün önce yanıma almıştım. Neden bu kadar mermi aldığımı bilmiyorum. Arabamı bir gün önce kiraladım. Babam görmesin diye arabayı evimin 5-6 km uzağına park ettim. Hatta evime belediye otobüsüyle eve gittim.
Evi ateşe verdikten sonra kısa da olsa izleyip izlemediğimi hatırlamıyorum. Evi ateşe verdiğimde son vurduğum bayanın evin içinde olduğunu biliyorum. Sağ mı, ölü mü olduğundan emin değildim. Evinin içine girip tek noktadan ateşe verdim. Bidonu da evin içine attım. Bayanın üzerine benzin dökmedim. Sadece evin girişindeki halıya benzin döktüm. Yanımda çakmağım vardı onunla ateşledim"
Ne kadar masum bir itiraf.
Kaç avukat bir araya gelse bu kadar düzgün, bu kadar masum bu kadar insanı yaptığı suçtan uzaklaştırıcı bir ifadeyi metinleştirebilir acaba!?
Kaç günde ezberletildi bu ifade sanığa? diyesi geliyor, insanın.
Sevgili okurlarım; hep onlar ne dedi yerine bugün ben diyeyim istedim.
Bir sonraki yazımda yine onlara kulak veririz.
Türkiye ancak bu anlayıştan tamamen uzaklaşınca düze çıkar.
Şimdi de sıra haftanın öğüdünde
Kirvem bak Bekir Ağırdır ne diyor;
Böyle bilesin…
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacakları
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;
Geleceğimizi çalmayın.
Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.
Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerinin aynısı/tıpkısı bir biçimde yapılsın.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.
Dostça kalın.
RSS
Twitter
Facebook
Youtube
Google+
Instagram
DEM’li Belediyeler: Hizmet Mi İdeolojik Siyaset Mi?
TASARRUF DEVLETTEN BAŞLAMALI...
YEŞİLÇAMIN EFSANE ADAMLARI: CÜNEYT ARKIN VE YILMAZ GÜNEY...
BAKARSIN BİR GECE ÇEKİP GİTMİŞİM...
IRKÇILIĞINIZDA BOĞULUN...
KEMALPAŞA TATLISI
Amedspor konferansı ve Amedspor tartışmaları bize ne anlatıyor?
ACEP BU YOLDA...
ÇİKOLATANIN KALP VE DAMAR HASTALIKLARI ÜZERİNE ETKİSİ…
ŞAMPİYONLUK HAKSIZLIĞA İSYAN NİTELİĞİNDE…
KİME ÇALIŞAN GAZETECİLER?
TÜKETİCİ UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK (ÜCRETSİZ ARABULUCULUK)…
Aşk ve Yaşam Üzerine Aforizmalar