Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı son kararname ile valiler yine tartışma konusu oldu. Kararname de 10 ilin valisi yer değiştirdi, 9 ilin valisi mülkiye başmüfettişliği görevine getirildi. Söz konusu valiler arasında Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu ve Van Valisi Mehmet Emin Bilmez de bulunuyor. Bu iki vali aynı zamanda Büyükşehir Belediye Başkan vekilliği, yani kayyum olarak görev yaptıkları için önemli…
Ülkemizde valiler hep tartışma konusu olmuştur. 18 Haziran 1936’da tek partili dönemde alınan bir karar ile valilerin aynı zamanda CHP İl Başkanı olması usulü getirilmişti. Bu karar İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra 29 Mayıs 1939’da toplanan CHP’nin 5’inci kurultayında kaldırıldı.
Çok partili döneme geçildiğinde durum değişti mi, hayır. Bu kez 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti, askerin hükümete karşı darbe yapacağını öne sürerek, çok sayıda üst düzey rütbeli subayı emekliye sevk etti, Genelkurmay Başkanını değiştirdi, birçok valiyi görevden aldı. Maalesef iktidara kim gelirse gelsin mantık değişmiyor. Kimse demokratik bir sistem oluşturmak için çabalamıyor, kendi sistemini oluşturuyor.
Bugün de değişen bir şey yok. Valilerin AK Parti İl Başkanı gibi çalıştığına ve AK Partililere ayrıcalık gösterdiklerine yönelik onlarca haber kamuoyuna yansıdı. Hatta Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki HDP’li belediyelere valilerin kayyum olarak atanması AK Partililere iş, ihale, kaynak sağlamak için olduğu sürekli olarak gündemin ilk sırasında yer almakla kalmadı birçok olay, Sayıştay raporlarına yansıdı.
Kayyumla idare edilen Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki bu belediyelere batıdaki birçok şehirden AK Partili kişiler daire başkanı olarak atandı, birden fazla maaş almaları sağlandı. Fakat bu daire başkanları bu maaşlarla yetinmeyerek daha fazla rant elde edebilmek adına bir birlerine ‘şantaj’ dahi uygulama yoluna gitti. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde bazı tutuklamalarla noktalanan skandallar zinciri bunlardan sadece biri oldu. Hatta bu ‘şantaj’ iddialarıyla ilgili arka planda bazı siyasilerin ismi geçti. Vali Karaloğlu’nun başını da bu olayın yediği dile getirildi.
Peki kayyum olarak görev yapan tüm valiler suçlu mu? Hiç mi günahsız görev yapan olmadı? Elbette olmuştur. Mutlaka görev yaptıkları şehre dürüst ve o şehre katkı sunmaya çalışan-çabalayan olmuştur. Ancak sonuç olarak bakanları, belediye başkanlarını, milletvekillerini, bürokratları artısına-eksisine bakmadan bir imzayla alabilen bir sistem ve bu sistemin de bir kişiyle yürütüldüğü gerçekliğini unutmayalım.
Bence en iyisi valileri halk seçsin. Bazı ülkelerde bu uygulanıyor ve başarılı olunuyor. Halkın, o şehirden, o bölgeden birine görev vermesi daha doğru olmaz mı? Yoksa Sayıştay raporlarına yansıyan bu örnek haberleri görmeye devam ederiz.
Sevgiyle kalın.
RSS
Twitter
Facebook
Youtube
Google+
Instagram
2024 Yerel Seçimin Ardından…
AKP NEDEN KAYBETTİ?
YEŞİLÇAMIN EFSANE ADAMLARI: CÜNEYT ARKIN VE YILMAZ GÜNEY...
BAKARSIN BİR GECE ÇEKİP GİTMİŞİM...
IRKÇILIĞINIZDA BOĞULUN...
KEMALPAŞA TATLISI
Amedspor konferansı ve Amedspor tartışmaları bize ne anlatıyor?
ACEP BU YOLDA...
ÇİKOLATANIN KALP VE DAMAR HASTALIKLARI ÜZERİNE ETKİSİ…
DEM PARTİLİLER ‘HİZMET’ İYİ PARTİLİLER ‘İSTİKRAR’ BEKLİYOR…
KİME ÇALIŞAN GAZETECİLER?
TÜKETİCİ UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK (ÜCRETSİZ ARABULUCULUK)…
Aşk ve Yaşam Üzerine Aforizmalar