Ninova Haber - Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının destekleriyle Uluslararası Medya Enformasyon Derneği tarafından düzenlenen "Göçmenler ve Medya Çalıştayı"nın açılışında konuştu.
İletişim Başkanı Altun Suriyeli mültecilerle ilgili yapılan çalışmalar ve ülkelerine dönüş yapmalarıyla ilgili de rakam verdi. Altun "Sözde değil özde çaba gösteriyor. Bölgenin barış, güven ve istikrarına katkıda bulunuyoruz. Bugüne kadar kendi ülkelerinde inşa edilen güvenli yaşam alanlarında kalmak üzere 500 binden fazla Suriyeli kardeşimiz onurlu bir şekilde vatanlarına geri döndü" ifadelerini kullandı.
Tüm dünyanın şu anda göçmen sorunuyla karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Altun, "Fakat, bu sorunla en ciddi şekilde yüzleşen ülke Türkiye'dir. Bunu biz tercih etmedik. Bölgemizde büyük bir yangın çıktı. Bu yangını biz çıkarmadık, aksine bu yangını söndürmek için çok büyük gayretler sarf ettik, etmeye de devam ediyoruz. Dahası bu yangının mağdurlarının yaralarını da biz sarmaya çalıştık. Cumhurbaşkanımız, insanlığın vicdanı olarak yürüttüğü siyasetle mağdurların ve mazlumların yanında yer aldı. Onların yaralarını sarma, onları iyileştirme gayretinde oldu" dedi.
Altun, şu anda Almanya'da 530 bin, İsveç'te ise 130 bin Suriyeli göçmenin bulunduğu bilgisini paylaşarak, "Onun dışında hiçbir Batı ülkesinde 50 binden fazla Suriyeli göçmen bulunmuyor. Ülkemiz ise Almanya'nın 8 katı göçmene ev sahipliği yapıyor. Böyle büyük bir nüfusun geldiği ülke için sosyoekonomik etkiler oluşturmaması düşünülemez. Bu noktada başta siyasetçilerin sığınmacılarla ilgili değerlendirmelerinde ve medyanın mültecilerle ilgili haberlerinde insani ve mesleki değerler açısından hassasiyet göstermesi elzemdir, çok önemlidir. Objektiflikten uzak, popülist söylemlere dayalı yorum ve haberlerin derin toplumsal sorunlara zemin hazırlama potansiyeli bulunduğu aşikardır" diye konuştu.
Altun, medya ve siyaset dünyasındaki popülist eğilimlerin göçmenlere ve sığınmacılara yönelik nefreti körüklediğini, ırkçılık ve yabancı düşmanlığının yükselmesine sebep olduğunu kaydederek, "Şu gerçeği çok açık ve net bir biçimde ortaya koymak durumundayız. Göçmenler, sığınmacılar; sorunun kaynağı değil, sorunun mağdurlarıdır. Medyada ve siyaset dünyasında sığınmacılara ve göçmenlere yönelik önyargıları yeniden üretmek, zulmü kalıcı hale getirmektir. Medyada göçmenlerin temsili noktasında adil bir tutuma ihtiyacımız var. Veri temelli haberciliğe ihtiyacımız var. Gerçek insan hikayelerine ve birleştirici, bütünleştirici bir dile ihtiyacımız var. Bunu başarabiliriz ve başarmalıyız" dedi.
RSS
Twitter
Facebook
Youtube
Google+
Instagram
DEM’li Belediyeler: Hizmet Mi İdeolojik Siyaset Mi?
TASARRUF DEVLETTEN BAŞLAMALI...
YEŞİLÇAMIN EFSANE ADAMLARI: CÜNEYT ARKIN VE YILMAZ GÜNEY...
BAKARSIN BİR GECE ÇEKİP GİTMİŞİM...
IRKÇILIĞINIZDA BOĞULUN...
KEMALPAŞA TATLISI
Amedspor konferansı ve Amedspor tartışmaları bize ne anlatıyor?
ACEP BU YOLDA...
ÇİKOLATANIN KALP VE DAMAR HASTALIKLARI ÜZERİNE ETKİSİ…
ŞAMPİYONLUK HAKSIZLIĞA İSYAN NİTELİĞİNDE…
KİME ÇALIŞAN GAZETECİLER?
TÜKETİCİ UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK (ÜCRETSİZ ARABULUCULUK)…
Aşk ve Yaşam Üzerine Aforizmalar